KURŞUNLU ŞELALESİ  

Bir ormancı tarafından bulunan 1986 yılında park haline getirilen 1991 yılında da 394 hektarlık bölümü tabiat parkı haline getirilen Kurşunlu Şelalesi’ne yolumuz düştü bu hafta… Antalya’nın güzel havasında yapacağımız bu haftaki yürüyüşümüz için duraklarımızdan katılımcılarımızı aldık yola koyulduk. Gölbaşı tesislerinde verilen kısa bir moladan sonra Kurşunlu Şelalesi’ne ulaştık. Giriş ücretini toplu olarak ödedikten sonra parka girdik.

Tabiat parkı alanında 18 metre yüksekliğindeki büyük şelale ve 7 küçük şelale ve gölcükler bulunmaktadır. 2 km.lik bir kanyonun içindeki şelale alanında piknik alanları, manzara seyir terasları çocuk parkı, restoranlar, otopark, gezinti patikaları, diğer sosyal tesisler bulunmaktadır. Zengin bitki örtüsüne ve zengin bir hayvan çeşidine sahiptir. Küçük şelalelerin döküldüğü küçük göletlerde nilüferleri, su kaplumbağalarını, balıkları, ördekleri ve diğer canlıları görmek mümkündür.

Şelale bölümünün üzerindeki düzlük alan doğa yürüyüşü yapmak için son derece uygun bir alandır. 23 Ekim 2011’de 12.IVV olimpiyatları bu alanda düzenlenmiş, Göldosk’u temsilen 10 sporcu bu olimpiyatlara katılmış 5km 11,5 km ve 24 km lik parkurlardan 11,5 km’lik parkuru yürümüş ve sertifikamızı almıştık. Bu yürüyüşe dünyanın çeşitli ülkelerinden yüzlerce sporcu katılmıştı. Bunların içinde Çinliler ve Japonlar oldukça ilgi çekmişlerdi.

Her zaman olduğu gibi şelalenin büyüleyici manzarası önünde fotoğraf makinelerimiz çalışmaya başladı. Bu fotoğraflar bu yürüyüşe katılamayanların oldukça canını yakacaktı. Sabahın erken saatleri olduğu halde piknik için gelenlerin sayısı da oldukça çoktu. Şelale çıkışında uzun ve kısa parkur birbirinden ayrıldı. Zaman zaman yolumuz keşişiyor şakalaşmalar ardından ekipler yoluna devam ediyordu.

Çay molasında sofralar arasında ikram yarışı başladı. 2011’deki olimpiyat yürüyüşünde de soframıza Japonları davet etmiştik. Onlara garip gelse de davetimizi kırmamışlar, değişik lezzetleri tatma fırsatı bulmuşlardı. Karşılığında da bizlere renkli kağıtlardan katlama sanatlarını yansıtan origami örneklerinden vermişlerdi.

Parkurun bitiminde katılımcılara serbest zaman bırakıldı. Öyle birkaç saat içinde her yeri gezilebilecek bir tabiat parkı değildi burası. Suyun üzerindeki nilüferler, güneşlemek için suyun içindeki dalların üzerine çıkan su kaplumbağaları, bitkilerin oluşturduğu doğal tüneller…

Otobüste yorgunluktan uyuyanların çekilen fotoğraflarından oluşan sunumu ilerideki günlerde yalnızca katılımcılara sunacaktık. Çok ilgi çekiyordu bu fotoğraflar. Haftaya yeni bir yöre yeni bir parkur. Göldosk ile doğayı tanımak istiyorsanız ne duruyorsunuz katılın bize..

HAMDİ ÇUBUKÇU